Birgün yazarı Timur Soykan, Tolga Şardan’ın MİT’in Cumhurbaşkanlığına sunduğu ‘adli rapor’la ilgili haberinin ardından Bakırköy Adliyesi’ndeki rüşvet iddialarını yazdı. Raporun Bakırköy adliyesine de odaklandığını kaydeden Soykan, uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen Orhan Ünğan ile İranlı Naji Sharifi Zindaşti arasında 2014 yılında yaşanan savaşı hatırlattı.
Orhan Ünğan’ın yargılandığı sırada Bakırköy Adliyesi’ne ilişkin rüşvet iddialarına ilişkin tutanağın imha edildiğini belirten Soykan, bu bilginin Erdoğan’a sunulan MİT raporunda yer alıp almadığını sordu.
Timur Soykan’ın sorusu: “MİT raporunda bu skandallar var mı?” Yazısının ilgili kısmı şöyle:
“2014 yılında uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen Orhan Ünğan ile İranlı Naji Sharifi Zindaşti arasında savaş çıktı. Orhan Ünğan, İstanbul Büyükçekmece’de Zindaşti’nin kızını ve şoförünü öldürmek suçundan tutuklanarak 4 yıl tutuklu yargılandı. Bakırköy Adliyesi’nde 3 kez serbest bırakıldı ama bu karar üst mahkeme tarafından 3 kez bozuldu.Bu dava devam ederken Zindaşti’ye operasyon yapıldı ve tutuklandı.Ancak Zindaşti 6 ay sonra savcılık tarafından serbest bırakıldı. İstanbul Çağlayan’da görev yapan hakim Cevdet Özcan hakkında rüşvet almakla suçlanan Hakim Cevdet Özcan, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı’nın serbest bırakılmasını talep ederken, Burhan Kuzu’nun kendisine baskı yaptığı iddia edildi.
Orhan Ünğan tutuklu yargılanırken, 7 Nisan 2019’da kardeşi İlhan Ünğan İstanbul Bağdat Caddesi’nde öldürüldü. Bu cinayetin ardından 21 Haziran 2019’da yapılan duruşmada Orhan Ünğan, cinayeti yönetenler hakkında çok ciddi suçlamalarda bulundu. Bakırköy Adliyesi.
İddiaya göre; Bunun Bakırköy Adliyesi eski Adalet Komisyonu Başkanı Ramazan Karaman’ın avukatlarına verilen bilgiler olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
‘Yargıda örgütlenmiş bir çete var. Bu çetenin adı ‘İstanbul Grubu’dur. FETÖ gitti, bunlar geldi. Bakırköy Adliyesi yöneticileri benim tahliye olmamı engellemek için Zindaşti’den milyonlarca dolar rüşvet aldı. Beni burada alıkoyan, kardeşimin öldürülmesinin sorumlusudur.’
Orhan Ünğan duruşmada pek çok ismi sıraladı.
Ancak SEGBİS üzerinden kaydedilen bu duruşmanın kaydı skandal bir şekilde kayboldu. Ses sisteminin arızalı olduğu söylendi. Ancak bir sonraki duruşmada Orhan Ünğan, bu kayıtların üzerine program yüklenerek kasten silindiğini belirten bilirkişi raporunu mahkemeye sundu. Orhan Ünğan kısa süre sonra bu davadan beraat etti. Zindaşti’nin kızı ve şoförünün öldürülmesi faili meçhul kaldı.
ADALET KURULU BAŞKANI ÇETEYİ ANLATTI
Silinen duruşma öncesi yaşananları İsmail Saymaz’ın ‘Baron Savaşı Yargıya Yayıldı’ başlıklı haberinden öğrendik.
Orhan Ünğan, gözaltındayken, Bakırköy Adalet Kurulu Başkanı Recep Karaman ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Zülkarneyn Kısık’ın Burhan Kuzu’nun talimatıyla yargı mensuplarına baskı yaptığını iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Ramazan Karaman ve Zülkarneyn Kısık’ın adresleri, aynı günlerde Türkiye’ye giren ve Orhan Ünğan’la irtibatlı olduğu iddia edilen iki kişi aracılığıyla ortaya çıktı. “Orhan Ünğan sizi öldürecek” haberi iki yargı mensubuna ulaştı.
Bunun üzerine Recep Karaman, Orhan Ünğan’ın avukatını görüşmeye davet etti. Ramazan Karaman, Orhan Ünğan’ın avukatına, tahliyenin kendileri tarafından değil, hükümet yanlısı hakim, savcı, avukat ve polislerden oluşan İstanbul Grubu tarafından engellendiğini söyledi. Burhan Kuzu ile birlikte İstanbul Grubu’nun adamı olmakla suçladığı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Sırrıtopluyıldız’ın hakim ve savcılara baskı yaptığını savundu. Avukata bu bilgiyi Orhan Ünğan’a iletmesini söyledi. Bunun üzerine silinen duruşmada konuşmayı Orhan Ünğan yaptı.
‘BİZİ MAFYAYA HEDEF OLARAK PAYLAŞTILAR’
Bu arada aralarında savcı ve polislerin de bulunduğu üç kişi Orhan Ünğan’ı cezaevinde ziyaret etti. Ziyaretçilerden biri Orhan Ünğan’a, ‘Başsavcı Sırrı’ya karşı toplanan herhangi bir suç yok. “Karaman ve Kısık tahliyenizi engelledi” dedi.
Bu bilgi Ramazan Karaman ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zülkarneyn Kısık’a ulaştı ve iki yargı üyesi bundan tam 4 yıl önce 1 Kasım 2019’da Hakimler ve Savcılar Kurulu’na dilekçe vererek yaşadıklarını anlattı. İsmail Saymaz’ın yayınladığı dilekçede dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Sırrıtopluyıldız’ı suçladılar.” (HABER MERKEZİ)
